31 Ocak 2011 Pazartesi

TUNA KOÇ BAŞKANDAN,Yalçın TOPÇU'YA MEKTUP...

Tuna KOÇ'tan Yalçın TOPÇU'ya AÇIK MEKTUP...

Tuna KOÇ'TAN Yalçın TOPÇU'YA Açık Mektup...

Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı Tuna KOÇ, BBP Genel Başkanı Yalçın TOPÇU'ya Sert Çıktı...

31 Ocak 2011 Pazartesi 08:23
 

Sayın Genel Başkan,
Rahmetli Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahadetinden sonra yapılan olağanüstü kongre de sizin rakibiniz idim.Sizin kadar oy almama rağmen 2. turdan sonra sizin elinizi kaldırdım ve bundan sonra da Partinin ve Genel Başkan’ın emrindeyim, dedim. Sizin muhalifiniz gibi gözüksem de olağanüstü kongreden beri camiayı bölmemek adına size muhalefet etmedim. Siyasi hatalarınızı yüzünüze vurmayıp,lisanı münasip bir dil ile anlatmaya çalıştım.Siz ve arkadaşlarınız takdir etmese bile ihtiyaç duyduğunuzda, gıyabınızda da olsa hep yanınızda oldum.
Hele hele Rahmetli Liderimiz’in ve beş değerli arkadaşımızın şahadetine sebep olan helikopterin düşüşü ile ilgili olarak ne kongre sürecinde, ne de kongreden bu güne kadar hiçbir şekilde bu olayı siyasete alet etmedim. Söyleyebileceğim çok şey varken susmayı tercih ettim. İçeriden ya da dışarıdan helikopterin düşüşü ile ilgili olarak ,camia içerisini hatta Genel Merkezi hedef olarak gösterenlere en sert tepkiyi, kardeşlik hukukunun bir gereği olarak ben gösterdim.
Devlet Denetleme Kurumu’nun helikopterin düşüşü ile ilgili raporunu yayınlamasının üzerinden yaklaşık bir hafta geçti. Bu bir hafta içerisinde partinin hala resmi bir açıklaması yok. BBP Genel Sekreteri’nin birkaç televizyonda ki açıklamalarını çok yakından takip etmeme ve kendisine de sormama rağmen rapor hakkında partinin resmi görüşünün ne olduğunu benim gibi, kamuoyu da anlayabilmiş değil.
Bugün Diyarbakır da, BBP Diyarbakır İl Teşkilatı’nın düzenlemiş olduğu programda yapmış olduğunuz konuşmayı partinin web sitesinden okudum.Diyorsunuz ki “ Ey Başbakan sorumlular hakkında adli ve idari soruşturmayı neden başlatmıyorsun. Siz neyin peşindesiniz sabrımızımı deniyorsunuz, hukuğumuzu sokaktamı arayalım. Bir buçuk ay evvel size yaptığım teklifi yeniliyorum Devlet Denetlemenin ortaya koyduğu rapor anamın dediği gibi Yazıcıoğlu’nun hayatına kastedilmiş ne duruyorsun. Bu konuda size teklif ettiğimi Diyarbakır'dan bir kere daha söylüyorum yetkili savcıları görevlendirin ve millet vicdanındaki bu şüpheli meseleyi çözün."
Sayın Genel Başkan,
DDK milletimizin vicdanına ayna tutmuş ve helikopterin düşüşünün adını, muhterem validenizin söylediği gibi “aslan gibi adamı yediler” olarak koymuştur.
Meselenin çözümlenmiş halini daha anlaşılır bir şekilde takdim ediyorum.
BELGELERİN DİLİNDEN “SÜİKAST”
“Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde ki pilot dahil beş arkadaşı,her adımı planlanmış bir suikastla şehid edilmişlerdir.”
Yayınlanan belgelerin dilinden işte adım adım suikastın oluş şekli;
  1. Helikopterin tutulduğu ve uçuş programı belli olduğu andan itibaren planlama yapılmıştır.İlk olarak ELT cihazının upgrate işlemi iptal edilmiş ve cihazın anteni en ufak bir darbede kopacak hale getirilmiştir.
  2. Kahramanmaraş’tan yakıt ikmali yapıldıktan sonra hava operasyonu hazırlıkları başlamış, Çağlayancerit’te helikopterin içerisine 15 dakika da hava ile reaksiyona girecek karbonmonoksit düzeneği,çanta veya elbiselerin içerisinde yerleştirilmiştir.Kaybolan eşyaların sırrı da buradadır.Bunlar bulunsaydı belki bu durum çok daha önce tespit edilmiş olacaktı.
  3. Çağlayancerit’ten helikopter havalandıktan 15 dakika sonra karbonmonoksit kabin içerisine sızmaya başlamış,saat 15.00 sularında bütün yolcular uyumaya başlamıştır.
  4. Saat 15.00 sularında transponder cihazı kapalı olan bir kısım uçaklar helikopter e yakın uçmaya başlamışlar ve uçakların hava akımından helikopter irtifa kaybetmiş,bu arada başka bir helikopter ona yakın uçarak camerler ile telefon iletişimini kesmiştir. Pilot karbonmonoksit gazının verdiği yarı baygınlık halinde bir yere inmeye çalışmış, sis ve fırtınadan dolayı bunu beceremeyince tekrar yükselmeye gayret etmiş ancak bu arada toprağa çakılmıştır.
  5. Çarpma anında Muhsin Yazıcıoğlu ve pilot hariç bütün yolcular baygın durumda oldukları için İsmail Güneş 20 dakika sonra ancak uyanabilmiş ve hiçbir şey hatırlamamıştır.Çarpmadan sonra tek bayılmayan Muhsin Yazcıoğlu hiç kimseden ses alamayınca helikopteri terk ederek 50 metre kadar uzaklaşmış,burada kar altına girerek soğuk ve güvenliğe karşı tedbir almış,ancak iç kanama etkisi ile önce bayılmış, iki saat sonrada rahmetli olmuştur.
  6. İsmail Güneş kendine gelir gelmez 112 acil servisi aramış ve olayı haber vermiştir.İsmail Güneş’in 112 acil servise haber vermesi ile operasyonun ikinci adımı olan olayı karatma çalışmaları başlamıştır.Bunun için saat 16.15 ten itibaren kamuoyunu yanıltacak bilgiler istihbarat elemanları vasıtası ile basına ,partililere ve güvenlik güçlerine ulaştırılmıştır.Bunun tek kaynaktan yapıldığının kanıtı Kahramanmaraş’ta partililere,Kayseri de Vali’ye,Ankara da BBP Genel Merkezi’ne verilen bilgiler, inandırıcı olması için birbirinin aynısıdır.
  7. İstihbarat elemanlarının yanıltma çalışması sonuç vermiş ve İsmail Güneş saat 17.30 da Kahramanmaraş jandarma istihbarat ile görüşüyorken bile “televizyonlar enkaza ulaşıldığını ve herkesin sağ olarak Göksün Devlet hastanesine götürüldüğünü” haber olarak geçmişlerdir.
  8. İsmail Güneş ile irtibat kesildikten sonra  Ankara da helikopterin yerini belirleme çalışmaları, çalışanların kendi gayretleri ile başlamış,saat 19.00 sularında koordinatlar cep telefonlarının verdiği sinyaller üzerinden tam olarak belirlenmişken, müthiş bir karatma ile bu bilgiler Adana Bölge komutanlığından Kahramanmaraş’a bir türlü intikal ettirilmediği için 2 gün boyunca helikoptere ulaşılamamıştır.
  9. Enkaza ulaşıldıktan sonra ilk iş karbonmonoksit düzeneğinin yerleştirildiği eşyaların ve helikopterin düşüşü ile ilgili her bilgiyi verecek olan GPS cihazının çalınması olmuştur.
  10. Enkaza daha önce ulaşan korucu ve köylülerin cep telefonları toplanarak bütün görüntüler yok edilmiş ve böylece herhangi bir delil bırakılmamıştır.
  11. Cenazelerden alınan kan örneklerinin adlı tıp kurumunda incelenmesi sırasında da karbonmonoksit etkisi gizlenmek için son karartma yapılarak operasyon tamamlanmıştır.
Sayın Genel Başkan,
Artık kendinizi savunmaktan ve de yaptıklarınızla avunmaktan veya öğünmekten vazgeçin. Benim de ,sokakta ki vatandaşımızın da,Partililerimizin de, Ocaklılarımızın da sizi suçladığı yok.Başbakan’a veya Cumhurbaşkanı’na ne dediğiniz de kimsenin umurunda değil.Bütün Türk Milleti sizden sonuç bekliyor.
“Ne yapayım ben elimden geleni yapıyorum ama sonuç alamıyorum “ da diyemezsiniz.Zira sonuç yoksa, elinizden geleni yapmamışsınız demektir.Bulunduğunuz yer, acziyet makamı değil,dirayet makamıdır.
Mehmet Ali Birand bugünkü yazısında “Büyük Birlik Partisi’ne şimdi son derece önemli bir görev düşüyor. Bu bürokrasiyi didik didik etmeli ve gerçek sorumluların bulunmasını sağlamalılardır. Bu kadarını da yapamazlarsa, kapılarına kilit vurmalılar,” diyor.
Bu işin hesabını sormak BBP’nin görevidir. BBP adına da bu görev Genel Başkan olarak size düşüyor.
Mahkemelere giderek yıllarca beklemek istemiyoruz.
DDK Raporunda ;
“Bu çerçevede, sistemin bütünüyle tasarımından AAKKM olarak Denizcilik Müsteşarlığının; hava arama kurtarma faaliyetlerindeki genel yönetim ve koordinasyon zaafiyetinden ve mevcut kaynakların amaca yönelik olarak etkin bir şekilde organize edilememesinden Denizcilik Müsteşarlığı ile birlikte HAKKM olarak SHGM’nin; hava arama-kurtarma faaliyetlerinde operasyon kabiliyeti olan bir iş gücü, araç ve gereç ile diğer teknik altyapı unsurlarının tam olarak oluşturulmamasından Denizcilik Müsteşarlığı ve SHGM ile birlikte YAKKM olarak DHMİ’nin sorumlu olduğu tespit edilmiştir.” Diyor.
Bu sonucun gereği olarak;
-Sivil Havacılık Genel Müdürü suçlanmıştır.
-DHMİ Genel Müdürü suçlanmıştır.
-Denizcilik Müsteşarı suçlanmıştır
1- Bu üç bürokrat ya da bu üç bürokratın bağlı olduğu Ulaştırma Bakanı ya istifa etmeli ya da görevden uzaklaştırılmalıdır.
2-Bu raporun gereği olarak, Genel Kurmay Başkanı BBP camiasından ve Türk Milletinden özür dilemeli ve gerekli soruşturmayı yaptırarak sorumluları Türk Mahkemelerine teslim etmelidir.
3-İçişleri Bakanı raporda ismi geçen istihbaratçıları ve uzantılarını tespit etmeli ve cezalandırılmaları için Türk Mahkemelerine teslim etmelidir.
4-Bugüne kadar helikopterde bir çok eksiğin ortaya çıkmasına rağmen BBP camiasından,şehit ailelerinden bir özür bile dilemeyen firma sahibi hakkında suç duyurusunda bulunulmalı ve muhakkak yargı önüne çıkması sağlanmalıdır.
Bunları yapabilmek için, Partinin bütün siyasi faaliyetleri, askıya alınmalıdır.
Lideri’nin, Genel Başkanı’nın hesabını soramayan bir siyasi yapının milletin karşısında vereceği sözlerin zaten bir anlamı ve inandırıcılığı yoktur.
Kaza sürecinden beri en çok korktuğumuz “camiamızın provokasyonlara açık hale” gelmesini ve Alperenlerin sokağa çekilmesini istemiyorsanız, bu dediklerimi derhal ve behemehal yerine getirin.
Yoksa durumdan vazife çıkarmak isteyen art niyetli “tanımlanamayan unsurlar” iyi niyetli bir çok arkadaşımızı suistimal ederek belki geçen seçimde yapamadıklarını bu seçimde başarabileceklerdir.
Sayın Genel Başkan,
Bu mektupla sizden istediklerimi kısa bir zaman içerisinde yerine getirmek için bir çalışma başlatmazsanız , bundan sonra BBP Genel Merkezinden hiçbir beklentim ve talebim olmayacağı gibi kendimi itaat etmek ve korumakla yükümlü tuttuğum bir parti de olmayacaksınız..
Saygılarımla

Tuna KOÇ
Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı

Haber ARZ / www.haberarz.com

27 Ocak 2011 Perşembe

Tuna KOÇ Devlet Denetleme Kurulu Raporu'nun MUHSİN BAŞKANA YAPILAN SUİKASTİ Ortaya Koyduğunu Açıkladı. İşte O Yazı;

DDK Raporu SUİKAST Olduğunu Ortaya Koydu...

Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı Tuna KOÇ Devlet Denetleme Kurulu Raporu'nun SUİKASTİ Ortaya Koyduğunu Açıkladı. İşte O Yazı;

27 Ocak 2011 Perşembe 01:41

DEVLET DENETLEME KURUMU, SİKAST OLDUĞUNU NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYDU...

Söz konusu muhtemel kaza nedeni yanı sıra; önceki bölümlerde ayrıntısı verilen ve çalışma kapsamında ilk kez varlığı tespit edilen ilave bazı husus ve bulguların da “muhtemel kaza nedeni” olarak değerlendirilmesi ve araştırılması gerektiği düşünülmektedir.

  • · Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması,
  • Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler,
  • Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması.
Söz konusu hususlar ile önceki bölümde ifade edilen ve herhangi bir şekilde anlamlandırılamayan; arama-kurtarma faaliyetlerinde yaşanan bilgi kirliliği ile TİB tarafından üretilen tek bilimsel veri çerçevesinde belirlenen kaza yerine ilişkin koordinatlarda hiç arama yapılmamasına ilişkin ciddi ihmal ve eksiklikler birlikte düşünüldüğünde, söz konusu hususlar arasında illiyet bağı olabileceği gözetilerek mutlaka Cumhuriyet Savcılığınca DDK’nin sahip olmadığı yetki ve yöntemlerle mezkur muhtemel kaza nedenlerinin araştırılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.

DDK RAPORU, SHGM,DENİZCİLİK MUSTAŞARLIĞI VE DHMİ Nİ YANİ ULAŞTIRMA BAKANINI SUÇLU BULDU....
Öte yandan, arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksiklikler belirlenmiştir. Bu kapsamda, yürürlükteki Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğinin ihtiyacı karşılamadığı ve eşgüdüm sorunlarını çözemediği; aşırı dikey yapılanma nedeniyle yetki ve görev tanımlamalarında belirsizliklere yol açıldığı; böylece, eşgüdüm ve icra faaliyetlerinin içice girmesi nedeniyle hangi birimin hangi işlevi yerine getireceği hususunun netleştirilemediği ve buna uygun idari ve teknik kapasitelerin lüzumlu birimlerde oluşturulamadığı ve sivil ve askeri unsurların eşgüdüm içerisinde çalışmalarına olanak sağlayamadığı tespit edilmiştir. Bu durum, kazazedelerin telefon sinyallerinin kim tarafından değerlendirileceği, kaza yerinin kim tarafından belirleneceği ve nasıl değerlendirileceği, kazazedelerin portatif anten kullanımlarının nasıl sağlanacağı gibi en kritik hususların bile yapılamamasına ve arama-kurtarma faaliyetlerinde önemli ihmal ve eksikliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bu çerçevede, sistemin bütünüyle tasarımından AAKKM olarak Denizcilik Müsteşarlığının; hava arama kurtarma faaliyetlerindeki genel yönetim ve koordinasyon zaafiyetinden ve mevcut kaynakların amaca yönelik olarak etkin bir şekilde organize edilememesinden Denizcilik Müsteşarlığı ile birlikte HAKKM olarak SHGM’nin; hava arama-kurtarma faaliyetlerinde operasyon kabiliyeti olan bir iş gücü, araç ve gereç ile diğer teknik altyapı unsurlarının tam olarak oluşturulmamasından Denizcilik Müsteşarlığı ve SHGM ile birlikte YAKKM olarak DHMİ’nin sorumlu olduğu tespit edilmiştir.

    
                     Tuna KOÇ
Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı

Tuna KOÇ'tan İttifaklara Dair Sert Açıklama...

Tuna KOÇ'tan İttifaklara Dair Sert Açıklama...

Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı Tuna KOÇ'tan İttifak ve Güç Birliği'ne Dair Açıklama ve Eleştiriler Geldi...

24 Ocak 2011 Pazartesi 09:04

“GÜÇ BİRLİĞİ VE İTTİFAKLARA DAİR”
“Hafıza-ı beşer nisyan ile malûldür.”
1999 Genel Seçimleri için aday bildirimlerinin son günleri idi.Yayınlanan anketlerde MHP %13-14, BBP %2-3 arasında gözüküyordu. 28 şubat sürecinde BBP nin TBMM de verdiği amansız kavganın sonucu olarak BBP muhafazakar seçmen üzerinde çok büyük bir sempati yakalamıştı. Ancak barajı geçemeyeceği kaygısı bu sempatiyi bir türlü oya veya siyasi desteğe dönüştürmüyordu.
Bölücü başı paketlenip Türkiye’ye getirilmiş ve mahkeme süreci hızla başlamıştı.İdam kararının verilmesi kesindi. Bölücü başını yakaladığı için Bülent Ecevit, idam cezasını infaz etme ihtimalinin yüksekliğinden dolayı MHP seçmenden büyük destek görüyordu.
Tam bu dönem de Ocak Genel Merkezinde ki yönetici arkadaşlarımızla birlikte Rahmetli Genel Başkanımızın yanına giderek görüşlerimizi açıkladık.MHP ve BBP'nin bir seçim ittifakı yapması durumunda kesinlikle birinci parti olunacağını, oyların %20 yi geçip belki de 25 i bulacağını söyledik. Rahmetli Genel Başkan benden ne istiyorsunuz dedi.Bizde bu konuda bir adım atın dedik. Ve Rahmetli Genel Başkan bizim yanımızdan Enis Öksüz Hoca’yı ve Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür'ü aradı. Ve arkadaşlarımız böyle diyor, dedi. Onlardan bu konuda ellerinden geleni yapmalarını istirham etti. Kısa bir süre sonra her  ikisi de arayarak MHP'nin bu konudaki tavrının BBP'yi rahatsız edeceğini söylediler. Ve güç birliği ya da ittifak yolu kapanmış oldu. Gerisi malumunuz... MHP o seçimden ikinci parti olarak çıkarak DSP ve ANAP la seçim ittifakı yaptı. Ve çok büyük bir itibar erozyonuna uğradı. Hala da bu dönemin sıkıntılarını yaşıyor..
Bir sonra ki 2002 seçimlerin de yine MHP barajın altında kalma pahasına BBP ni görmemezlikten geldi.
2009 yerel seçimlerinden önce  yine bendeniz tarafından Rahmetli Genel Başkanımız’ın bilgisi dahilinde, MHP nin bir büyükşehir belediye başkan adayı aracılığı ile MHP Genel Merkezine bir teklif ilettik. MHP Sivas Merkez ve Şarkışla da aday çıkarmasın buna karşılık BBP aday çıkarmadığı bütün il ve ilçelerde alenen MHP sini desteklesin.Umursayan bile olmadı,maalesef….
Bırakın seçim öncesini, Genel Başkanımızı ve beş arkadaşımızı şehit vermemize rağmen MHP Sivas’ta, Şarkışla’da adaylarını geri çekmedi.
Bu sene yapılan referandum öncesinde MHP Genel Merkezi üzerinde etkin bir çok kişi ile Ülkücüler bu hayır cephesine girmesin, CHP ile aynı fotoğrafta olmasın, İç Anadolu ve doğuyu kaybederiz, dendi. Yıllarca Ülkücü Hareketin kalesi olan bu yerleri kaybetmek pahasına o fotoğraf çektirildi.
 Referandumdan sonra yapılan hatalar görülse de maalesef idrak edilemedi. Ülkücü Camia’dan özür dilenmesi gerekirken, hayır oyu vermeyen ülkücüler suçlanmaya başlandı. Referandumda kan kaybeden MHP yeni bir hamle yapmaya başladı. Güç Birliği kurultayı Ankara’da yapıldı. MHP Genel Başkan’ı bizzat arayarak parti dışında kalmış ülkücü siyasetçileri  referandumda hayır oyu vermiş olmak  şartıyla, partiye davet etti. Ama yıllarca yanında bulunan Vedat Bilgin’i referandumda hayır kampanyasına destek vermediği için istifaya mecbur etti.
Rahmetli Genel Başkan’ımızın döneminde bile bir ayağı MHP de,bir ayağı BBP de olan, 2002 seçimlerinden sonra BBP nin bittiğini ilan edip MHP de yer bulmak isteyen ama orada kendilerine istedikleri siyasi alanı açamayınca tekrar geri dönen birtakım arkadaşlarımız, bugünlerde BBP nin referandumda evet demesini bahane ederek, bu güç birliği toplantılarında arzı endam etmektedirler.
BBP'nin seçimlerde evet demesini desteklemiş, evet deme üslûbunu eleştirmiş bir kişi olarak, BBP  Genel Merkezi’nin referandumdaki siyasi tavrının, bu arkadaşlarımızı haklı çıkarmayacağını, sadece ve yalnızca kendilerine MHP'de politik bir zemin bulmaya çalışan Zevat-ı Muhterem’lerin siyasi manevralarına dolgu malzemesi olacaklarına muhtemelen bir kez daha üzülerek şahid olacağız.
Güç birliği toplantılarında boy gösteren bu arkadaşlarımız Allahualem, BBP Genel Başkanı’nın son katıldığı toplantılarda dile getirdiği milli(yetçi) güçler güç birliği yapsın, bölücüler hariç her parti ile seçim işbirliği yaparız düşüncesinden de ilham almış olabilirler. Ya da onlar için güç birliği meşru ise ,bizim için neden caiz olmasın diye de düşünüyor, olabilirler. Ne de olsa meşruiyet ilkeli olmak ile değil, sadece başarılı olup olmamakla sorgulanıyor. Başka bir parti de iyi bir yer buldunsa ya da milletvekili oldunsa kahraman, yer bulamadınsa ya da milletvekili olamadınsa hain oluyorsun.
“Bölücüler hariç her parti ile seçim işbirliği yapabiliriz,” ifadesi Meclise girmek hususunda BBP Genel Merkezinin ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor. BBP nin CHP ile seçim işbirliği yapması muhal olduğuna göre bu cümle ile asıl söylenmek istenen ve mefhumun muhalifinden hareketle anlamamız gereken bir tek mesaj vardır.” AKP,DP,SP ve MHP  ile seçim ittifakı yapabiliriz.”
Kamuoyu anketleri MHP nin seçim barajını geçmek için bıçak sırtında olduğunu gösteriyor.DP nin başına geçen Namık Kemal Zeybek’in de Erbakan Hoca ile arasının iyi olduğu biliniyor.DP ile SP nin yanlarına yeni kurulmuş olan diğer partileri de almaları halinde BBP  ile beraber bunların barajı geçme ihtimalinin artacağını söyleyebiliriz.Bu tablo BBP ni kilit bir konuma taşıyor. BBP hangi tarafa giderse o taraf barajı geçebilir.Dolayısı ile BBP olmazsa bu partilerin ikisi de seçim barajının altında kalabilir. BBP Genel Başkanı'nın “Bölücüler hariç her parti ile seçim işbirliği yapabiliriz” mesajı işte burada anlamını buluyor.Sizin anlayacağınız,mektup AKP sine yazılmıştır. Ve içerisinde de “Hangi tarafa gidersek o na barajı geçiririz,ya bizi Meclise taşı ya da kendi düşen ağlamaz”,yazıyor.
Bir ay boyunca basının eski Marksistlerinin Kahramanmaraş olaylarından dolayı Ökkeş Şendiller’i adeta infaz etmelerine rağmen bir kere bile O’nu sahiplenmeyen bir Genel Başkan ve Genel Merkez’in,her fırsatı değerlendirerek Başbakan’ı alenice savunması ve “yürü Alperenler arkanda” demesi başka neyle izah edilebilir.
İlkeyi, ülkeyi, ülküyü bir tarafa koyduk. Birçok defa söylemenize rağmen, her türlü ihmali her şekilde ortaya çıkmış olan bir bürokratı bile açığa almayan bir anlayışla nasıl işbirliği yapacaksınız?
Bu gidişle korkarım, Sivil Havacılık Genel Müdürü ile aynı listelerden aday olacaksınız.
Gitmesine gidersiniz ama şunu iyi bilin ki, milletvekili de bakan da olsanız bir daha BBP'ye geri gelemezsiniz. Benden söylemesi…
Rahmetli Liderimizin çok sevdiği ve ebediyete uğurlarken söylediğimiz Abdurrahim Karakoç’un o şiiri kulağınıza küpe olsun…….

Ben Milletimin uğruna adamışım kendimi,
Bir doğrunun imanı bin eğriyi düzeltir,
Zulüm Azrail olsa hep hakkı tutacağım,
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.


                         Tuna KOÇ

Nizam-I Alem Ocakları Eski Genel Başkanı


Haber ARZ / 
www.haberarz.com

19 Ocak 2011 Çarşamba

TUNA KOÇ - BBP KURULUYOR...YIL..1993..ses 1 dk sonra geliyor...

TUNA KOÇ - KANAL A PROGRAMI

TUNA KOÇ - KANAL AVRUPA PROGRAMI...

TUNA KOÇ - TV 58 PROGRAMI...

TUNA KOÇ.TEKBİR..ALLAHUEKBER.

TUNA KOÇ BAŞKANIMIZ KİMDİR...TANIYALIM...

Tuna KOÇ Başkanımız haykırıyor...ALLAHUEKBER...

Tuna Koç-1

Tuna Koç Başkanın Kurultay Konuşması...

TUNA KOÇ BAŞKANI NEDEN DESTEKLİYORUZ...


TUNA KOÇ BAŞKANI NEDEN DESTEKLİYORUZ...

-Tuna Başkan çocukluğundan itibaren bu hareketin tedrisatından geçmiş bir dava adamıdır.
- Tuna Başkan bu hareketin tüm kademelerinde yer almış hareketin tüm liderlerinin yanında yetişmiş bir dava adamıdır.
-Tuna Başkan hayatı boyunca her zaman aksiyonerliğe önem vermiş hareketin fikir yapısının yanında aksiyoner olmasını savunmuş ve bunu Nizam-ı Alem Ocakları Genel Başkanlığı zamanında Afganistandan,Filistine ,Karabağdan,Doğu Türkistanına kadar onlar için eylemler yaptırmış yönetmiş ve bu eylemlerle sonuç almış bir dava adamıdır.
-Tuna Başkan Şehit Liderimiz Muhsin YAZICIOĞLU’nun her zaman en yakın dava arkadaşı olmuş Muhsin Başkanın istişarelerinde her zaman bulunmuş,Muhsin Başkanın sevdiği değer verdiği bir dava adamıdır.Bilen bilir.
-Tuna Başkan ocak genel başkanlığı yanında, BBP’de 2 dönem yönetimde bulunmuş siyasi olarakta tecrübeli bir dava adamıdır.
- Tuna Başkan geçmişinde en ufak bir leke bulunmayan sözüyle özüyle bir olan dava adamıdır.
- Tuna Başkan bu hareketin içinde kimin nerde ne işler yaptığını,kimin davaya hizmet ettiğini,kimin kendine hizmet ettiğini bilen bir dava adamıdır.
-Tuna Başkan ocak genel başkanlığı zamanında Türkiye’de tüm teşkilatları dolaşmış,oradaki insanlarla birebir irtibat kurmuş,onların fikirlerinden istifade etmiş kendi ifadesiyle 10 yıla yakın ailesinden uzak yaşamış,20000 km yol gitmiş tam bir aksiyoner dava adamıdır.
-Tuna Başkan en belirgin özelliği teşkilatçı olmasıdır.Tuna başkan zamanında bu hareket en parlak dönemini yaşamış en fazla teşkilat o dönemde açılmış en fazla dergi gazete o zamanlarda satılmış en fazla öğrenci evleri o zaman açılmıştır.
- Tuna Başkan yine en büyük özelliği bu hareketin en büyük eksiğinin fikir olarak eksik olduğunu bilmesi ve bunu kendi zamanında eğitim seminerleri verdirerek bu açığı kapatmaya çalışmasıdır.
-Tuna Başkan yönetilemeyen,yönlendirilemeyen,gaza gelmeyen,getirilemeyen ama aynı zamanda istişareye önem veren sorumluluğu üstüne alabilecek bir dava adamıdır.
- Tuna Başkanın önceliğinde her zaman İslami bakış açısı olması bizim için önemli kıstaslardan bir tanesidir.Olaylara ilkönce İslami kıstaslarla bakması sonra kendi fikir süzgecinden geçirmesi bizim için çok önemlidir.
- Tuna Başkan dünyanın kendi etrafında dönmediğini bilen,her şeyin kendisinden ibaret olduğunu sanmayan,nefsini yenmiş,önceliği her zaman davası olan bir dava adamıdır.
- Tuna Başkan kendisiyle yola çıkanları her ne sebeble olursa olsun satmayan,sattırmayan,yalı yolda bırakmayan onlara sahip çıkan hatasıyla sevabıyla hep onların yanında olan bir dava adamıdır.
-Tuna Başkan kısasa kısas tabirine inanan ve hayatına bunu uygulayan bir dava adamıdır.
- Tuna Başkan ile beraber hareket ordu disiplininde hareket edecektir ve hedefe varmak çok zaman almayacaktır biz buna inanıyoruz…
-Tuna Başkan sayesinde Türkiyede bulunan cemaat ve cemiyetler Tuna başkanı tanıdıkça harekete saygı duymaya ve adımlarını ona göre atmaya başlayacaklardır…
-Tuna Başkan ile beraber teşkilatlarda çalışanlar çalışmayanlar bilinecek çalışmayana emin olun ki yol gösterilecek hak edene hak ettiği değer fazlasıyla verilecektir…ÇÜNKİ TUNA BAŞKAN ADALETTEN ASLA AYRILMAZ…
- Tuna Başkan ile beraber harekette bir canlanma olacaktır insanlar onun duruşundan konuşmalarında etkilenecekler kendilerine çeki düzen vererek davaya daha çok hizmet etmeye başlayacaklardır.
- Tuna Başkan sadece Türkiye’yi değil Dünya’yı da okumasını bilen çözümleri sağlam ve tutarlı bir şekilde ortaya koyabilecek en önemlisi de yapılabilecek projeler ortaya koyacak gerçekçi bir dava adamıdır…
-Tuna Başkan ile beraber SEÇİMLERE GENEL OLSUN YEREL OLSUN KESİNLİKLE İTTİFAKLA GİRMEYECEĞİMİZ GARANTİSİNİ VEREBİLİRİZ…
-Tuna Başkan söylenenleri değil söylenmeyenleri söyleyecektir,çok farklı bir ortamda,çok farklı bir iklimde olduğunuzu hissedeceksiniz kendinizi KANUNİ,FATİH zamanında yaşıyor gibi hissedeceksiniz…
- Tuna Başkan hareketi tabana yayacaktır.sadece genel merkezin çalışması olayını bitirecek tabandan tavana bir oluşum gerçekleştirecek,tabanın çalışma yapmasını kolaylaştırmak için harekete geçecek önünü açacaktır.
-Tuna Başkan davayı ve hareketi tamamen farklı bir eksene oturtacak yeniden davayı ve hareketi şekillendirecektir.
- Tuna başkan sağ yumruğunu havaya kaldırıp bizim kadar sevmeyen bizim kadar nefret etmeyen bizim rengimizle boyanmayan hiç kimse bu hareketin umudu haline gelemez derken ki kararlığı ile gönlümüzde taht kurmuştur.kurmaya devam etmektedir..
- Tuna Başkan adamın adamı değil,davanın adamıyım sözüyle ne kadar davasına sadık olduğunu hem sözüyle hem icraatlarıyla ispat etmiş kimsenin hakkında kötü söz söyleyemeyeceği,düşmanlarının bile saygı duyduğu bir dava adamıdır.
- Tuna Başkan bu dava uğruna zamanında varını yoğunu kaybetmiş ama asla davasından vazgeçmemiş BİR CENGAVERDİR…
-Tuna Başkan bu hareketi ne AKP’ye,ne MHP’ye,SP’ye yem etmeyecek ettirmeyecektir.Hareket kendini bulacak kendi çizgisinde hedefine emin adımlarla ilerleyecektir.
- Tuna Başkan bu harekette binlerce seveni olan her gittiği yerde bağırlara basılan,sevdasını karşısındaki insanlara duruşuyla anlatan,sevdasını omuzlamış bir dava adamıdır…

Kısaca dilimiz döndüğünce burada Tuna Başkanı neden desteklediğimizi acemicede olsa anlatmaya çalıştık…

İŞİN ÖZÜ BİZ TUNA BAŞKANIN SAMİMİYETİNE İNANIYORUZ VE BU HAREKETE GENEL BAŞKAN OLSADA OLMASADA HAREKETİN İÇİNDE TANINMASI GEREKEN BİR DAVA ADAMI OLARAK GÖRÜYORUZ VE ELİMİZDEN GELDİĞİNCEDE TANITMAYA ÇALIŞIYORUZ…
SELAMETLE…